Ziyaretşi defteri


İsminiz:
E-mail adresiniz:
Siteniz:
Mesajın:

<- Geri  1  2  3  4  5  6  7  8  9 10Devam -> 
İsim:kazim sari
E-mail:kazimsari158yahoo.com
Site:-
Zaman:24.09.2010, 08:36 (UTC)
Mesaj:
DEVRIMCILER DE ÇAPKIN OLUR
Bugünlerde yurtdisinda THKP/C Direnis Hareketi bünyesinde bir seyler oluyor, örgüt kadin üyelere yapilan cinsel saldiri iddialari yüzünden zor günler geçiriyor.
Son kurban ise ..(magdurun zarar görmemesi için isim zikredilmemistir).
Özveri ile örgütsel faaliyetlerde bulunan .., bu saldirilardan nasibini aldi.
Maalesef .. ’ye yönetim kadrosunda yer alan H.Y. cinsel tacizde bulunarak hayatini zindan etti...
Önceleri bu olayin aralarinda bir sir olarak kalmasi yönünde ..’ye baski uygulayan H.Y’nin, tacizlerini artirmasi üzerine bunalima düsen .. bu duruma daha fazla dayanamayarak örgütten ayrilmaya karar verdi.
Çünkü H.Y’nin tacizlerinin arkasi kesilmedi, H.Y. sürekli ..’yi arayarak birlikte olmak için zorladi.
.. önceleri aranmamasi için her yolu denedi. Sik sik yerini degistirdi. Ama basaramadi…
Örgütsel çalismalari nedeniyle anilanla bir araya gelmek zorunda kaldigi zamanlarda bile taciz olayi devam etti.
..’ye güveninin kalmadigini kendisiyle bir arada olmaktan/çalismaktan rahatsizlik duydugunu dile getirmesine ragmen H.Y.’nin israrci tutumu örgüt içerisinde de gözden kaçmadi. Bayan arkadaslari ..’ye arka çikarak H.Y.’nin bu davranisindan vazgeçmesi gerektigini dile getirerek, H.Y.’nin üst yönetime öz elestiri vermesini istediler.
H.Y. tüm iddialara ragmen kötü bir niyetinin olmadigini, bu tutumun bir karalama kampanyasi oldugunu, ..’nin ilgisini yanlis degerlendirdigini, ..’nin zaten psikolojik sorunlarinin oldugunu söyleyerek kendisini aklamaya çalisti.
Ancak yurtdisindaki bu taciz olayinin ortaya çikmasinin ardindan olaya el koyanlar, bu tür bireyci hareketlerin devrimci mücadeleye büyük zarar verdigini/verecegini söyleyerek H.Y.’yi ikaz ettiler.
Bilindigi gibi devrimci mücadele içerisinde yoz iliskilere yer verilmeyecegi ve bu tür davranislarda bulunanlara hos görülü davranilmayacagi sürekli gündemde tutulsa da taciz olaylarina sol hareket içerisinde son günlerde sikça rastlaniyor.
Idealist devrimciler ne kadar kati kurallar koyarlarsa koysunlar, bunlar sadece sözde kaliyor.
Ancak uyulmasi gereken bu kurallar, öncelikle yönetim kademesinde görev yapanlar tarafindan ihlal ediliyor(!)
Bu nedenle sol örgütler içerisinde gayriahlâkî iliskilerin, kaçamaklarin olagan bir hal aldigi görülüyor.
THKP/C içersindeki yozlasma da devrimci çizgideki ahlaki yapiyi bozuyor.
kazim sari

İsim:ALİ BOZDOGAN
E-mail:alibozdogan65mynet.com
Site:-
Zaman:13.08.2010, 07:14 (UTC)
Mesaj:OKMEYDANI’NDA BIRSEYLER OLUYOR.

Istanbul/Okmeydani sakinleri son dönemlerde mahallelerinde artan siddet olaylarindan rahatsizlik duyuyor.
Aileler çocuklarinin mahallede oynarken baslarina her an kötü bir olay gelecek diye tedirginlik içerisinde yasiyor.
Bilindigi gibi Okmeydani, İstanbul’un birçok semti gibi disaridan gelen vatandaslarin yasadigi bir köse ve mahalle halkinin bir kismini Karadenizli insanlar olusturuyor.
Son dönemlere kadar sakin bir hayat sürdüren mahalleye, KONGRA-GEL (PKK) ve diger sol örgüt mensuplarinin yerlesmesiyle halkin düzeni bozuldu.
Çevrede her gün sikça yasanan olaylar nedeniyle de, Okmeydani’nin adi da adeta bir terör odagi olarak anilmaya baslandi.
Son olarak, KONGRA-GEL(PKK) mensuplari tarafindan, Agustos ayi baslarinda, molotof kokteylleri kullanilarak gerçeklestirilen korsan gösteriler ve çevre sakinlerinin otomobillerinin yakilmasi ile baslayan olaylar huzuru tamamen bozdu.
Bu duruma karsi çikan bazi aileler tehdit edildi ve mahalleyi terk etmeleri için kisa süreler tanindi.
Yasananlar KONGRA-GEL(PKK) mensuplarinin, Okmeydani’nda boy göstermesinin hemen sonrasinda, bölgeye yayilma ve bölge sakinlerini yildirma politikalarini sürdürmelerinin bir sonucu olarak ortaya çikti.
Önceleri kendisini devrimci olarak tanitan KONGRA-GEL/PKK’nin, fasist bir örgüt olarak hareket etmesi, devrimci platformda yer alan diger sol örgütleri yörede harekete geçiremedi.
DHKP/C’nin baslattigi “uyusturucuya fuhusa hayir” kampanyalarinin simdilerde sadece adi kaldi. PKK’nin en büyük gelir kaynagini teskil eden uyusturucu trafiginin çevredeki gençler araciligiyla yönlendirilmesine bile göz yumuluyor hale gelindi.
Söz konusu kampanyanin sahibi DHKP/C ve ait olduklari dernekleri bu duruma nedense duyarsiz bir tutum sergileyerek, adeta PKK yandaslarinin davranislarini onayliyor.
Görülüyor ki, PKK Okmeydani’nda istedigi gibi hareket alani buldu. Ya da DHKP/C savundugu fikirleri bir kenara iterek irkçi ve sovenist bir olusuma çanak tutar hale geldi.
Zaten DHKP/C’den de bu beklenir…

Ali Bozdogan

İsim:devrimci
E-mail:devrimci_devrimcimynet.com
Site:-
Zaman:04.08.2010, 07:55 (UTC)
Mesaj:BU BILDIRININ AMACI NE?

DHKP/C görüsleri dogrultusunda hareket eden Halk Cephesi adli olusum 29 Temmuz tarihinde yayinladigi bildiride, adeta PKK’nin avukatligini yapiyor. Neden?
Daha düne kadar yayinlarinda PKK lideri Abdullah Öcalan’a etmedigi hakaret kalmayan DHKP/C ne oldu da birdenbire yönünü degistirdi?
PKK’nin irkçi ve sovenist bir yaklasim sergiledigini, her firsatta ellerini devrimci kanina bulastirmaktan çekinmedigini, Kürt milliyetçiligini ön plana çikaran politikalarini kinadigini belirten örgüt yöneticileri neden böyle bir bildiri yayinlama ihtiyacini hissetti?
Bakin bildiride ki, “onyillardir Kürt sorununun çözümsüz birakildigi” ifadesiyle ne kastedilmeye çalisiliyor?
Oysaki, DHKP/C her söyleminde, PKK’nin her bulundugu ortamda sol olusumlara saldirilarinin kendilerini tedirgin ettigini, aralarinda yasanan sorunlari muhataplari ile zamaninda diyalog yolu ile çözme anlayisini temelinden sarstigini, saldirilarin boyutlanmasina yol açtigini dile getiriyordu…
Bu bildirinin yayinlanmasi akillara DHKP/C’nin de artik savunabilecegi bir ideolojisinin kalmadigini bu nedenle, PKK’nin kuyrukçulugunu yapmaya baslayacagini akillara getiriyor.
Avrupa alaninda örgüte yakin duran bazi kisilerin örgüt yapisinin zayiflamasindan duyduklari endise nedeniyle desteklerini çekmeleri de örgütü bu çizgiye itmis olabilecegi düsüncesini doguruyor.
Görülüyor ki, DHKP/C artik eski gücünü ve ideolojisini daha açikçasi umudunu yitirmis durumda. Oysa irkçi, sovenist, devrimcilikle hiçbir alakasi olmadigini savundugu PKK’ya neden destek vermek için böyle bir bildiri yayinlasin?
Bunun bir açiklamasi olmali aksi durumda yillarini devrim mücadelesine adamis mensuplarina ideolojimiz iflas etti. Biz de artik PKK’nin arkasina takildik onlarla birlikte hareket edilmesini uygun gördük demesi gerekecektir.
Yasanan bu süreçte meydana gelen bu destek bildirisinin DHKP/C’lilerin faaliyetlerinin engellenmesi girisimleri olarak yorumlanmasi da örgütün ulastigi boyutlari bize gösteriyor.
Oysa bir zamanlar DHKP/C’nin oldugu yerde PKK ve yandaslari barinamazdi. Ne oldu da Dayi sonrasi, teslimiyetçi bir tutum içinde yerlerde sürünerek PKK destekçisi olmaya baslandi(!)
Simdi bildiriyi hazirlayanlar bu durum degisikligini kadrolarina nasil açiklayacak?
Devrimci


İsim:kazim sari
E-mail:kazimsari158yahoo.com
Site:-
Zaman:30.06.2010, 11:03 (UTC)
Mesaj:CEPHE SALDIRIYOR

Sanki mahallenin kabadayisi, büyük abisi edasi ile hareket eden Halk Cephesi temsilcileri bakin Istanbul Gazi Mahallesi’nde neler yapiyor.
Gazi Mahallesi’ndeki gençlere sözde devrimcilik dersi vermeye çalisan cephe mensuplari, mahalle sakinlerine kan kusturmaktan geri durmuyorlar.
Gazi’nin bekçiligine soyunarak, sakinlerin köylerinden gelen misafirlerine, akrabalarina dahi karisiyorlar.
Gazi’de yasayan insanlar “cepheli” ve “digerleri” diye ikiye ayriliyor. Kendi görüslerini benimsemeyenlerin vay haline, onlara yasadiklari mekâni terk etmeleri dogrultusunda baski uygulaniyor.
Kahvelerde toplanan gençlerin sohbetlerine karisiliyor(!).
Manavin sattiklarina müdahale ediliyor(!).
Taksi soförlerinden, dolmusçulardan hatta evini kiraya veren ev sahiplerinden bile haraç aliniyor. Görüslerini benimsemeyenlerin mekânlarina geceleri baskinlar düzenliyor. Her gün bir garibani darp ediyorlar.
Ancak bunlar son günlerde baskilarini inanilmaz boyutlara vardirdilar. Esnaf çetelerden yaka silker hale geldi. Kendi görüslerini paylasmayanlara isyerlerinin mal satmasini yasakladilar. Aksi tutum içerisine giren isyeri sahiplerinin dükkânlari ise tahrip edilerek, insanlara gözdagi verilmeye baslandi.
DHKP/C tüm bu pis islerini sözde devrimcilik masallariyla dolandiricilara, çete mensuplarina ya da cezaevinden yeni çikmis insanlara yaptiriyor.
Çevre halkinin tepki gösterdigi ve devrimcilikle hiçbir sekilde bagdasmayan bu durum dayanilmaz bir hale geldi.
Gazi Mahallesi’nde yasananlarin tek sorumlusunun “Çeteleri, kumari, fuhusu önleme” adi altinda göstermelik kampanyalar düzenleyen DHKP/C oldugu herkes tarafindan bilinmektedir.
DHKP/C mahallede yasayanlari “8 evler, eski karakol vb.” adlar altinda faaliyet gösteren çeteleri araciligi ile daha ne kadar baski altinda tutacak? Örgüt talimatlari ile vergi adi altinda para toplamalarina, hirsizlik yapmalarina, soför esnafindan haraç kesmelerine kim dur diyecek?
Görülüyor ki; mahalle halki için mücadele ettiklerini öne sürenlerin devrimcilikle ya da halkla bir ilgileri yok. Her türlü pisligi organize edip, perde arkasindan olaylari yönlendiriyorlar.
Bu asamada, Gazi Mahallesi sakinlerinin, DHKP/C’nin bu ikiyüzlü tutumuna karsi birlik ve beraberlik içinde mücadele etmelerinin zamaninin geldigine inaniyorum.

Kazim Sari



İsim:ali bozdogan
E-mail:alibozdogan65mynet.com
Site:-
Zaman:24.06.2010, 07:25 (UTC)
Mesaj:ALEVI VATANDASLAR
DHKP/C’DEN NEDEN KOPUYOR?
Istanbul/Okmeydani ve Alibeyköy bölgelerinde ikamet eden Alevi kökenli vatandaslar, DHKP/C’nin Yürüyüs Dergisi’nde kendileriyle ilgili karalayici, siddete davet çikaran yazilar yayinlanmasindan dolayi rahatsizlik duyuyor.
Bu nedenle, DHKP/C mensuplari tarafindan satisi yapilan ve abonelik sistemine dayandirilan Yürüyüs Dergisi satislarinda büyük düsüs yasaniyor.
Alevi kökenli aboneler, kendilerine dergi satmaya çalisan DHKP/C mensuplarina, dergide neden Sosyal Demokratlara, Alevi ileri gelenlerine dil uzatildigi sorusunu yöneltiyor.
Alevi dedeleri ise, inançlarina karsi görüsler içeren ve kendilerine destek verenler hakkindaki olumsuz yazilardan dolayi Yürüyüs Dergisi’nin Alevi yurttaslarca artik satin alinmamasi gerektigi görüsünü dile getirmeye basladilar.
Alevi kökenli ailelerin büyük bir bölümü bu nedenle Yürüyüs Dergisi’nin Haziran ayindan itibaren çikan sayilarini almak istemediklerini, adreslerine birakilmasi halinde de dergiyi iade edeceklerini belirtiyorlar.
Alevi vatandaslar, her ne sekilde ve her ne konuda olursa olsun siddet yanlisi tutumlari artik tasvip etmediklerini, aksi bir tutum içerisine girenlere de (DHKP/C, PKK v.b) artik müsamaha göstermeyeceklerini ifade ediyorlar.
Alevi aydinlari da, DHKP/C’nin, Kürt kökenli bazi Alevi vatandaslara saldirilar düzenlemesini ve Alevi dedelerine siddet uygulamasini yanlis bir tutum olarak degerlendiriyor.
Bilindigi gibi, Alevi vatandaslarla sorunlar yasamaya devam eden DHKP/C ve PKK örgütleri, daha önce Alevi kesim üzerinde hegomanya kurabilmek için aralarinda çatismislardi.
Istanbul’da Gazi Mahallesi, Okmeydani ve Nurtepe'deki etkinligini giderek PKK güdümlü Kürtçü olusumlara kaptiran DHKP/C, simdilerde Alevi vatandaslardan aldigi destegi de kaybediyor.
Bütün bunlar olurken, Aleviler, Cemevleri’nin örgütler tarafindan propaganda ve üs merkezi haline getirilmesinden büyük tedirginlik duyuyorlar.
Yasanan bu süreçte Yürüyüs Dergisi politika degisikliginde bulunmazsa, Kürt ve Alevi vatandaslari yaninda görmek bir yana, daima karsisinda görmeye devam edecektir.
Ali Bozdogan

İsim:kazimsari
E-mail:kazimsari158yahoo.com
Site:-
Zaman:18.06.2010, 11:22 (UTC)
Mesaj:Tarih: 2010-06-18 08:41:21, GMT +3
Isim: mehmet kılınç
Numara: 779



öncelikle g.yorumu eleştirmek kimsenin haddi değil kendini sol iddia eden faşistlerin hiçmi hiç haddi değil herkes konumunu seviyesini bilicek.yorum kuruluşundan bu yana tüm üyeleri şkencelerden zindanlardan gecmiş onları sorgulamak anca onlar gibi işkence gören ölüm oruclarında bedel veren zindanlarda ömrü gecmişler hesap sorabilir bilip bilmeden kimse oturduğu yerden sacmalamasın.kürtlere en yakın olan sanatcıların basında gelir yorum sadece kürtlere değil dünyanın tüm ezilmişlerin sesidir yorum bir kürt olarak grup yorum ve onlar gibilerden gurur duyuyorum tüm büyük başarılar sizinle olsun sevgili yorum....



İsim:devrimci
E-mail:devrimci_devrimcimynet.com
Site:-
Zaman:11.06.2010, 07:16 (UTC)
Mesaj:
DAYIDAN SONRASI…

Dayi’nin ölümünden bu yana (11 Agustos 2008) çok uzun bir süre geçmesine ragmen, DHKP/C tabanini toparlayacak bir liderin ortaya çikarilamamasindan dolayi, her gün örgütten kopmalar yasaniyor.
Bu arada dayinin ölümünün ardindan yurtdisindaki örgüt yöneticileri arasinda “liderlik” çekismesinin bas göstermesi gibi etmenler de, örgütün dagilma sürecinin yaklastigi haberlerinin yayginlasmasina neden oluyor.
Geçtigimiz günlerde Türkiye'ye giris yapmaya çalisan örgüt üyelerinden Murat Kaçmaz ve Elif Akkurt ile bu kisilere yurda giriste yardimci olan Hasan Dere’nin yakalanmalari örgüt içerisinde sok etkisi yaratti.


Bu yüzden Yunanistan'dan, Türkiye'ye illegal olarak geçis yaptiklari sirada ele geçirilmelerine, örgüt üst yönetimini elde tutanlarin beceriksizlikle ve düsünmeden verdikleri kararlarin neden oldugu söylentisi, örgüte gönül verenler arasinda yayildi.
Dursun Karatas'in, örgütün tabanini bir araya getirebilecek bir mirasçi birakmamasi, örgütün baslangicindan beri benimsedigi tek liderli, ben merkezli siyasette yeni bir liderin seçilememesine neden oldugu söyleniyor.
Bu kapsamda, Akkurt ve Kaçmaz’in, Yunanistan’da gördükleri örgütsel egitim sonrasi yurda dönüslerinde, vurdumduymaz bir tutum benimsemeleri, bir devrimciye yakismaz hal ve hareketlerde bulunmalari, yurtdisinda aldiklari egitimin yetersizligine isaret ediyor.
Örgüt üst yönetimindeki keyfiligin bir sonucu olarak, örgüt üyelerinin egitim sonrasi hemen eylem alanina salinmalari ve bilahare yakalanmalari tabanda büyük bir moral bozukluguna yol açti…
Bütün bunlar yasanirken yurtiçi kadrolarda örgütsel malzeme ve doküman sikintisi çekilmesi, maddi ve manevi problemlerin giderek boyutlanmasi, sorunlara mantikli çözümler üretilememesine neden oluyor.
Sonuç olarak, ömrünü devrimci mücadeleye adayanlarin, örgütsel çalismalari biraktiklari/birakmaya çalistiklari, ya da hayatlarini bir hiç ugruna kaybettikleri yönündeki kani, tabanda hizla yayilmaya devam ediyor.



Devrimci

İsim:kazım sarı
E-mail:kazimsari158yahoo.com
Site:-
Zaman:03.06.2010, 11:30 (UTC)
Mesaj:KÂGIT ÜZERINDEKI YASALLIK

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) bazi örgüt mensuplarinin karsi çikmalarina ragmen, 4. Kongresi’nde yasal partilesme sürecini baslatma karari aldi.
Alt yapi hazirligi yapilmadan, üyelerin tam destegi saglanmadan alinan bu karar parti içinde kaosa yol açti.
Parti üst yönetimi tarafindan elestirilere kulak tikanmak suretiyle yürütülen faaliyetlerin öncelikle yasadisi sürdürülmesi, yasal çalismalarin ise Ezilenlerin Sosyalist Partisi(ESP) adi altinda yerine getirilmesi hedefleniyor.
Ancak burada üst yönetim tarafindan, yasal bir partilesme için hiçbir alt yapiya sahip olmayan ve yeterli kadrosu bulunmayan ESP’nin durumu göz ardi ediliyor.
Yeni olusuma saglanacak finansal kaynagin nereden ve nasil saglanacagi ise ayri bir muamma...
Belli ki, bu finans eskiden oldugu gibi yasadisi yollardan elde edilecek…
Geçtigimiz günlerde yasanan bir olay ise bu konudaki süpheleri güçlendiren isaretler tasiyor…
Bilindigi gibi, MLKP/ESP’nin “Biryasam Kültür ve Ekoloji Dernegi” temeli bölücülük olan ve etnik anlamda Hemsinlilik, Lazlik, Gürcülük ve Posalilik propagandasi islemek için kurulmus bir dernek, söz konusu olusum çikardigi “Biryasam Dergisi”nin tanitimi için, 19-23 Nisan 2010 tarihlerinde, Trabzon, Artvin/Merkez, Rize/Pazar ve Artvin/Hopa'da Dogu Karadeniz illerini kapsayan ve faaliyetlerine gelir saglamayi hedefleyen dört konser tertip etti.
Anilan düzenlemeyle yasa disiliktan, yasalliga geçis sürecini baslattigi anlasilan ESP, burada da konser biletlerini davetiye seklinde bastirmak suretiyle bir ilke daha imza atti.
Dernek, bu uygulamasiyla bilet satislarindan büyük bir gelir elde etmeyi amaçliyordu(!) Ancak, yasallik iddiasi ile yola çikanlar “Maliye denetimine tabi olan koçanli biletlerle konser kapisi önünde göstermelik bilet satisi yaparak, vergi kaçirmaya tesebbüs ettikleri sirada” maliye uzmanlarina yakalandilar. Maliye görevlileri tutanakla durum tespiti yapti ve legallesme iddiasindaki söz konusu dernege 12.000-TL’lik idari para cezasi yazdi.
Biryasam Dernegi'ne uygulanan bu para cezasinin, önümüzdeki süreçte dernek çalismalarini son derece zora sokacagi, ESP’nin ileriye dönük stratejilerini ise sekteye ugrayacak gibi görünüyor.

Kazim Sari


İsim:ALİ BOZDOGAN
E-mail:alibozdogan65mynet.com
Site:-
Zaman:25.05.2010, 11:22 (UTC)
Mesaj:ABLASININ IZINDEYDI YAKALANDI.
Yunanistan'daki Lavrion kampi yasadisi terör örgütlerinin adeta bir siginagi ve Türkiye’den yasadisi yollardan yurtdisina çikilabilen en yakin silahli egitim alani olarak tercih gören bir mekan.
Bu kaçista terör örgütü elemanlarinin yurtdisina çikislari insan kaçakçiligini kendisine meslek edinen sahislar araciligiyla yapiliyor.
Geçmiste Paratiritis Gazetesi, 31 Mart 2004 günü gerçeklestirilen bir operasyonda, Yunan-Bulgar sinirindan, Drama'nin Paranesti Bölgesi’ne terör örgütü elemanlarinin geçisine yardimci olan ve Lavrion kampiyla baglantili olarak insan kaçakçiligi yaptigi açiklanan Sinan Bozkurt’un yakalanarak yargilandigini kamuoyuna duyurmustu. İfadesinde birçok terör örgütü elemanini sinirdan yasadisi yollardan geçirdigini itiraf etmisti.
Bunun gibi yasadisi yollardan 20 Mayis tarihinde Türkiye'ye giris yapmaya çalisan DHKP/C örgütü üyelerinden Murat Kaçmaz ve Elif Akkurt ile bu kisilerin yurt disina çikislarinda ve girislerinde kendilerine yardimci oldugu öne sürülen Hasan Dere yakalandi.
Gelismelerin ardindan güvenlik güçleri tarafindan yapilan açiklamada, Kaçmaz ile Akkurt'un Yunanistan'daki mülteci kampi olarak anilan ancak terör odagi olarak bilinen Lavrion kampinda silah ve bomba egitimi aldiklari, siyasi nitelikli kisilere yönelik sansasyonel eylemler yapmak üzere Türkiye'ye giris yaptiklari bildirildi.
Gözaltina alinan Dere'nin de daha önce yakalanan Sinan Bozkurt gibi insan ticareti yapmak suçundan kaydinin bulundugu öne sürüldü.
DHKP/C terör örgütü üyelerinin yanlarinda, 2 adet oyuncak bebek içerisine kamufle edilmis 2 el bombasi, uydu alici cihazi içerisine yerlestirilmis 1 kilogram patlayici madde, saniyeli fitil, kasetçalar radyo içerisine kamufle edilmis 5 elektrik kapsülü, fisekler, CD çalar içerisine kamufle edilmis sahte personel kimlik kartlari ile 2 sahte nüfus cüzdani, degisik miktarlarda döviz ve paralar ile örgütsel dokümanlar ele geçirildi.
Hatirlanacagi gibi 2003 yilinda Ankara Kizilay'daki bir kafede 20 Mayista meydana gelen canli bomba saldirisinda terör örgütü üyesi Sengül Akkurt hayatini kaybetmisti.
Terör örgütü bu sefer abla Sengül’ün basaramadigi eylem için kardes Elif Akkurt’u seçmis ve onu da ablasi gibi ölüme göndermek için egitmis.
Görülüyor ki; terör örgütü teorisyenleri basarisiz olaylardan sonra ölen terör üyelerinin yakinlarinin beyinlerini yikayarak kendi amaçlari ugruna kullanmakta bir sakinca görmüyor.
Ayrica, aylik periyotlarla DHKP/C dogrultusunda Yunanca yayinlanan yasal görünümlü yayin organi “Agonas (Mücadele)"a ait dergi bürosu da Yunanistan’daki örgüt üyeleri ile irtibat kanali olarak kullaniyor.
Bu noktadan sonra, Yunanistan’in terör örgütüne destek veren ülke imajindan kurtulmak üzere gereken tedbirleri almasidir. Ali Bozdogan

İsim:diren ardic
E-mail:direnardicyahoo.com
Site:-
Zaman:12.05.2010, 08:42 (UTC)
Mesaj:

OK MEYDANINDA KARGASA
Istanbul/Okmeydani’ndaki Hasim Iscan Çocuk Parki’nda, 08 Mayis 2010 tarihinde “Filistin Halkiyla Dayanisma” adi altinda tertiplenen senlikte, Filistin Halk oyunlarinin sergilendigi sirada, provokasyon sonucu bir kargasa çikmistir.
Sonradan DHKP/C üyeleri tarafindan çikartildigi ögrenilen olayda, parkta bulunan kitle tas ve degisik cisimler firlatilmak suretiyle panige sokulmus, tahrik ve ajite edilmek istenmistir.
Bir anda savas alanina dönen meydandaki kalabaligin dagilmasi sirasinda insanlar arasinda arbede yasanmistir.
DHKP/C mensuplari yarattiklari çatisma ortaminda, civarda bulunan mobilya imalathanelerinin disarida sergiledigi mobilya malzemelerini (mobilya iskeleti, kereste vb.) kullanarak, ara sokaklara barikatlar kurarak, olay yerine gelen güvenlik kuvvetlerinin olaylara müdahalesini önlemeye çalismis ve esnafa ait mobilya malzemelerini atese vermistir.
DHKP/C’li tahrikçiler çatisma sirasinda, yanan keresteleri, güvenlik kuvvetlerine firlatmaktan da geri kalmamislardir.
Bununla da yetinmeyen örgüt mensuplari Mithatpasa ve Piyalepasa caddeleri üzerindeki, halkin kullanimina sunulan tüm telefon ankastre kutularini, tahrip ederek yakmis ve çevreye büyük zarar vermistir.
Beyoglu Belediyesi temizlik isçilerinin bile bütün gece boyunca temizleyemedikleri enkazi, ertesi gün isyerlerine gelen bölge esnafi saskinlik ve öfke ile ögle saatlerine kadar temizlemek zorunda kalmislardir.
Yasananlarin bir sonucu olarak halk senligin ikinci günündeki programa katilim göstermemis ve senlik iptal edilmistir.
DHKP/C bir dayanisma senligini bile yaptigi provokatif hareketlerle sabote etmeyi basarmistir.
Halk için mücadele ettigini ve emekçilerin yaninda oldugunu savunanlar, alinteriyle geçimini saglayan esnafina büyük zarar vererek onlarin nafakasina engel olmuslardir.
DHKP/C ortaya koydugu bu tür eylemlerle sürekli olarak halka maddi ve manevi zararlar vermektedir. Bu durum halkin nefretini kazanmasina ve örgütün sona dogru sürüklenmesine zemin hazirlamaktadir.
Diren Ardiç

 
Bugün 18 ziyaretçi (45 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol