ÇAĞRI!

Demokrasi ve sosyalizmin bütün güçlerine;

Birleşik, demokratik bir halk partisi için ÇAĞRI!

Son otuz yıl içinde Türkiye’de ve dünyada önemli değişimler yaşandı. Fakat fikir dünyamız, önemli ölçüde bu somut gelişmenin gerisinde kaldı. Fikirlerimizi yenileyerek geliştirmek acil ilk görevlerden biridir.

Küresel kapitalizm, serbest piyasa ekonomisi, özelleştirme, dünya haritasını yeniden çizme vb politikalarıyla dünya nüfusunun ezici çoğunluğunu sefalete mahkum ederek sermayeyi merkezileştirmekte, milyonlarca insan da dahil olmak üzere üretim güçlerini bölgesel ve yerel savaşlarda imha etmekte ve büyük doğal faleketlere neden olmaktadır. Eğer müdahale edilmezse daha büyük savaşlar ve doğal felaketler kapıdadır. Buna karşı bütün dünya halklarını birleştirmek acil bir ihtiyaçtır.

Tekelci sermaye, haksız rekabet ve büyük baskı koşullarında küçük üretimi kitlesel şekilde yıkıma uğratarak mülksüzleştirmekte ve geniş emekçi yığınlarının sefaleti pahasına sermayesini katlamaktadır. Bunun için Türkiye’nin doğasını da açgözlülükle ve hoyratça tahrip etmektedir. Küresel sermayenin ve onun bir parçası olarak Türk tekellerinin baskısı ve yıkıcı etkisine karşı küçük üretimin kooperatifleşerek birleşmesini ve üretimin bilimsel tarzda ve bütün halkın ortak çıkarına yeniden örgütlenmesini teşvik etmek bugünün temel ihtiyaçlarından biridir.

Türkiyede Kürtler ve Aleviler başta olmak üzere toplumun ezici çoğunluğu Kemalist ve dinci grupların baskısı altında ezilmektedir. Küresel sermayenin de desteğiyle, Kürt ulusuna karşı topyekün bir savaş yürütülmektedir. Demokrasi güçleri, müslüman ve Türk olmayan azınlıklar ve her milliyetten emekçiler de bu gerici savaştan zarar görmektedir. Mesele ulusal sorun olunca ne yazık ki çok sayıda Türk aydını da gerici hükümetlerin ve militarist güçlerin suçlarına göz yummakta veya desteklemektedir.

Gerici hakim sınıfların baskıları sonucu mücadele zaman zaman şiddete büründü. Son 24 yıldır şiddet bir iç savaş görünümünü almış durumdadır. İç savaş boyunca binlerce silahlı militan ve onbinlerce asker, korucu, polis ve sivil hayatını kaybetti, binlerce insan yaralandı, yüzlercesi sakat kaldı, binlerce insan ruh sağlığını yitirdi, milyonlarca insan yerinden yurdundan sürüldü, hapsedildi, işkence gördü, milyarlarca dolar para savaş makinası tarafından yutuldu. Sonunda halklarımız Türk-Kürt diye kamplaştırılarak birbirlerini boğazlayacak duruma getirildi.

Aynı politikalar daha örgütlü şekilde sürdürülmektedir. Bu politikayla daha çok insan, imkan ve zaman kaybedilecektir. Ölen silahlı militanlar da asker ve korucu da halkımızın ta kendisidir. Hiç bir devlet bürokratının çocuğu bu savaşın içinde değildir. Bu nedenle onlardan emekçi halklarımızın acısını anlamaları beklenemez.

Bu kadar para geri bölgeler başta olmak üzere Türkiye’nin sanayileşmesine, tarımın makinalaşmasına, eğitim, sağlık ve öteki sosyal hizmetlere yatırılsaydı ve gençlerimizin, aydınlarımızın ülkenin demokratik tarzda yeniden yapılanması çalışmasına katılması engellenmeseydi, Türkiye bugün çok daha ileri bir seviyede olacaktı.

Kaybedilen kaybedilmiş, hiç bir şeyi ve kimseyi geri getiremeyiz. Ama bu savaş politikasının sürdürülmesine mani olabilir; ülkemizi, insanlarımızı, imkanlarımızı koruyabilir, zamanı iyi değerlendirebiliriz. Halklarımızın baskıdan uzak gönüllü, eşitlikçi birliğiyle ve dağdaki, sürgündeki güçlerini de dahil ederek demokratik tarzda yeniden yapılandırılması, bunun için bir barış ve demokrasi paketinin hazırlanması acil bir ihtiyaçtır.

Ne baskıcı ve milliyetçi Kemalist partiler, ne de gerici dinci akımlar birbirlerinin alternatifi ve ağır sorunlarımızın çözüm gücü olamaz. Üçüncü bir yol mümkündür. Bu, yeni demokrasi ve yeni demokratik sosyalizm bilinciyle öne çıkmış devrimci halk kitlelerinin kendi yoludur. Fakat bu üçüncü yolu benimseyen hareketler, grupçuluğun etkisinde dağınık durumdadır. Haklı mücadeleler, ne yazık ki yanlış yöntemlerle gözden düşürülmektedir. Mevcut dağınıklığa son vermek acil bir ihtiyaçtır.

Sosyalist hareket, sınıfları, sınırları, sömürüyü ve her türlü baskıyı ortadan kaldırmak için büyük mücadeleler yürüttü. Peşpeşe yaşanan büyük devrimler milyarlarca insanı etkiledi. Fakat sosyalist cumhuriyetler hedeflediği devlet sistemini aşamadı; taşıdığı iç yanlışları nedeniyle halka yabancılaştı, yeni bir baskı aracına dönüştü ve çöktü. Yine de bu mücadeleler dünya halklarına muazzam dersler bıraktı. Şimdi, bu dersler ışığında eski sosyalizmi de aşan, halkın genel silahlanmasıyla kendisini savunan, düzenli bir ordusu olmayan, halkın doğrudan yönetimiyle kendisini idare ettiği ve sorunlarını baskıdan uzak yöntemlerle çözümlediği, direk kitlelerin bilinçli dinamik rolüyle kendisini aşmayı da amaç edinen, daha demokratik yeni bir sosyalizme ihtiyaç vardır.

Değişen Türkiye ve dünya koşularına vakıf, bu değişimi bütün dünya halkları yararına hızlandırmayı görev edinmiş, halklarımızın ortak çıkarlarını ön planda tutan, hangi din, dil, ırk, mechep, sınıf ve cinsiyetten olursa olsun bütün ezilenleri kucaklayabilen, başlıca temel sorunlarımıza gerçekçi çözümler sunan, bunun için somut adımlar atan, çözümü halk kitleleri ile birlikte örgütleyen; laik, demokratik, eşitlikçi, hümanist, doğa sever bir toplum ve sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız, birleşik bir dünya amacına sıkı sıkıya bağlı; bu amaçlar için hem basit günlük değişimi önemseyen, hem de kökten değişimleri esas alan; bu doğrultuda toplumun bütün demokratik katmanlarını birleştirebilen, hangi kökenden gelirse gelsin bütün demokratik değerleri titizlikle sahiplenerek ileriye götüren, hiç bir demokratik kurumu rakip görmeyen, bilakis tümüne karşı sorumluluk duyan, dağınık duran demokrasi ve yeni sosyalizm güçlerini dünya çapında ilerleterek birleştirmeyi görev bilen, geçmişe karşı özeleştirel, fakat daha çok gelecek projesinin geliştirilmesini esas alan, bu anlayışla toplumun aydın kesimini, geniş emekçi kitleleriyle, Türkiye halklarını, eşitlik temelinde bütün dünya halklarıyla birleştirebilen; bu amaçlarla örgütlenmiş bütün parti ve diğer kurumlarla ortak çalışabilecek demokratik bir halk partisine ihtiyaç vardır.

Bu ihtiyaç toplumun değişik demokratik kesimleri tarafından uzun yıllardır dile getirilmektedir.

Bu ihtiyacı dikkate alarak, biz aşağıda imzası bulunanlar, hangi kökenden gelirse gelsin, demokrasinin ve sosyalizmin bütün güçlerini, böyle bir partinin kurulması için tartışmaya, gücünü birleştirmeye ve ortak örgütlenmeye; bu çağrıda ifade edilen partinin kurulmasında ve programı, tüzüğü ve siyasal çizgisinin belirlenmesinde birer ortak olarak aktif bir şekilde rol oynamaya çağırıyoruz.

 İrtibat Komitesi
 Haziran 2008

 
Bugün 2 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol